Casuslar Köprüsü Filmi

Fırat Demirel
2 min readJan 17, 2016
Casuslar-Koprusu

Steven Spielberg’in yönettiği Casuslar Köprüsü (Bridge of Spies), Tom Hanks’in Yeşil Yol’dakine benzer bir rolle yeniden beyaz perdede boy gösterdiği etkileyici bir film. İzleyeli bir kaç hafta olmuştur ama casusluk filmlerine ve gerçek hikayelere ilgisi olanlar için geç de olsa bahsetmek istedim.

Film, özetle 1960'larda ABD-Rusya arasındaki istihbarat rekabetini ve bu süreçte yaşanan bir casus takasını konu alıyor. ABD, yakaladığı Rus casusu (sözümona) hukuka bağlı kalarak yargılamak istiyor ve James Donovan (Tom Hanks) adlı sigorta avukatını görevlendiriyor. Ama Tom Hanks görevini ciddiye alınca yargıcın, halkın, FBI’ın ve CIA’in hiç istemediği şeyler olmaya başlıyor.

Filmde altı çizilecek (dikkat, spoiler içerebilir) yerleri sıralayacak olursam;

  • Amerika, o yıllarda bile en iyi objektifli kameraların takılı olduğu uçaklarla Rusya topraklarını havadan görüntülemenin peşine düşmüş. Bugün uzayda ve okyanus altındaki fiber kablolarda dönen dolapları siz düşünün.
  • Söz konusu casusluk ise canınızın bir önemi yok. İstihbarat ajansınız gerektiğinde kendinizi öldürmeniz için bir bozuk para içinde zehirli bir iğne bile hazırlar.
  • Casusken yakalanıp canınızı kurtarsanız bile ülkeniz için değeriniz epey düşmüştür. Devletiniz bilgi verip vermediğinizden, hatta karşı casus olarak geri dönmediğinizden emin olamaz. Dolayısıyla takas yapılırken arabanın hangi koltuğuna oturtulduğunuz bile çok önemli bir ayrıntıdır.
  • Rus casus rolündeki Rudolph Abel (Mark Rylance), soğukkanlı rolünü harika oynuyor. Sık sık tekrarladığı ‘Is that gonna help?’ (Bir faydası olur mu?) diye bir repliği var. Mevcut durumu değiştirmeyecekse endişelenmek veya korkmak neye yarar? Bir dikkat çeken başka repliği de şu; The boss isn’t always right, but he’s still the boss.
  • Filmde önce küçük düşürülen sonra yüceltilen bir Amerikan adalet sistemi var. ‘Burası Amerika, bir düşman casusunu bile adilce yargılarız’ dense de FBI, CIA ve hakimler bunun lafın gelişi olduğunu ortaya koyuyor. Lakin sonuç Tom Hanks üzerinden yine ABD lehine oluyor. ABD çok ilginç bir ülke gerçekten.
  • Filmde 1960'ların Almanya’sına da diyor ve 2'ye bölünmüş bir ülkenin bugün geldiği noktaya şaşıyorsunuz. Berlin’de fotoğraf çektirmiş olabileceğiniz Checkpoint Charlie’nin ne işe yaradığını da filmde görüyorsunuz.

Son olarak meslek dikeyinde bilhassa avukatların, hukukçuların ve siyasetçilerin Casuslar Köprüsü’nü izlemesini tavsiye ederim.

Filmin IMDB puanı 7.8/10. Beyazperde puanı 3,5/5. Benim puanımsa 8,5/10.

--

--

Fırat Demirel

Araştırmacı, yazar, girişimci. İnsan. / Researcher, author, entrepreneur. Human. / Tweets bilingual. 🇹🇷🇬🇧 #writing #startups #tech #trends #content #peace